Ancak şehir olarak bir gerçeği kabullenmenin zamanı geldi: yalnızca Süper Lig’e çıkmak çözüm değil, kalıcı olmak asıl mesele.
GEÇİCİ SEVİNÇLER, KALICI HÜZÜNLER
Erzurumspor Süper Lig’e çıktığında, şehir bir sezonluk sevinç yaşıyor. Ardından gelen sezon ise “kümede kalma” mücadelesi başlıyor. Bu kez de küme düşmemek başarı olarak algılanıyor. Oysa düşülen her yıl, hem şehrin morali hem kulübün geleceği için ağır bir travmaya dönüşüyor. Bu döngü sürekli tekrarlanıyor: bir yıl seviniyoruz, bir yıl üzülüyoruz. Halbuki mesele sadece çıkmak değil, orada kalıcı hale gelmek.
SÜPER LİG’DE KALICILIK İÇİN TEK YOL: ALTYAPI
Erzurum’un ekonomik imkanları, bütçesi ve sponsorluk gücü ortada. Diğer büyükşehir takımlarıyla finansal rekabete girmek gerçekçi değil. Bu durumda yapılması gereken, Süper Lig’de kalıcı olacak bir model oluşturmak. Bunun da tek yolu, altyapıya dayalı uzun vadeli bir sistem kurmaktan geçiyor.
Trabzonspor bunun başarılı bir örneği. Yıllar boyunca altyapıya yatırım yaptı, kendi futbolcularını yetiştirdi ve hem ekonomik bağımsızlık sağladı hem de sahada başarı kazandı. Erzurumspor da benzer bir modeli benimsemek zorunda. Kendi yetenek havuzunu oluşturmalı, genç futbolcuları profesyonel seviyeye taşıyacak bir yapı kurmalı.
BİR FUTBOLCU FABRİKASI ŞART
Erzurum’un artık futbolcu üreten bir şehir olması gerekiyor. Bu birkaç yıl alabilir. Ancak bu sabır süreci, uzun vadede hem kulübü hem şehri kazançlı çıkarır. Kadro istikrarı, finansal denge ve saha başarısı ancak kendi içinden doğan futbolcularla mümkündür.
Aksi halde, her yıl “çıktı mı, düştü mü?” tartışmasıyla geçen sezonlar, şehrin enerjisini tüketmeye devam edecek.
STRATEJİ DEĞİŞMELİ
Erzurumspor’un geleceği, sadece transferlerle değil; kendi geleceğini yetiştiren bir anlayışla şekillenecektir. Süper Lig hedefi bir sonuçtur; doğru strateji ise altyapıya yatırım yaparak o hedefe sağlam temellerle ulaşmaktır.